Tunç Çağı - VI: Tarihsel Gelişim

Bölgeler arası ticaretin tüm Doğu Akdeniz’e yayılmasını ve Ege’nin bu ağa dahil edilmesini sağlayan en önemli gelişme, üçüncü bin yılda Mısır ve Mezopotamya’nın ticaret yollarının geliştirilmesinden dolayı Levant ve Suriye’de yerel siyasi yapılanmaların, iktidar odaklarının belirmesidir. Mısır ve Mezopotamya dışında saray ekonomilerinin ilk olarak belirdiği yerler Biblos, Ebla gibi merkezlerdir. Bu merkezler bir yandan kendi üretimlerini örgütlerken, diğer yandan da hammadde trafiğinde önemli bir rol üstlenmişti. Bu dönemde Levant’ın yerel denizcilik ağları ve geleneği, yörenin zengin kereste kaynakları ve Mısır’ın yelken teknolojisi sayesinde, gelişmekte olan saray ekonomileriyle birlikte Akdeniz’e yayılmaya başlayacaktır. MÖ 2000–1700 arasında Kilikya ve Girit’in yeni merkezler olarak belirdiğini görüyoruz. İlk Minos sarayları bu dönemde belirir. MÖ 1700–1400 arasında Mısır ve Hititler Levant bölgesine yayılır ve Mezopotamya’da Mitanni Suriye’yi ele geçirir. Siyasi yapılanma birkaç büyük güç şeklinde bölünmektedir. Girit’te tarımsal üretimin sistemle bütünleştirildiği ikinci saraylar dönemi (Yeni Saray Evresi) belirir. Kıbrıs ve Rodos önemli merkezler olarak öne çıkar. Bölgeler arası ticaret Orta Akdeniz’e doğru yayılmaya başlar. MÖ 1400–1200 arası tunç çağının saray ekonomisinin doruk noktasına ulaştığı dönemdir. Güney Yunanistan’da bir Yunan dili konuşan Mikenler belirir. Bir süre sonra Girit’i ele geçirip Minos’u devre dışı bırakan Mikenler bu bölgede ticareti ele geçirir. Kilikya’nın da devreden çıkmasıyla Kıbrıs tunç çağı ticaretinin en önemli merkezi olur. Bu dönemde tunç çağı ticaretinin iki unsurdan oluştuğu görülür: Bir yanda büyük limanları birleştiren, aşırı derecede sermaye aktarımını temsil eden, büyük kargolardan oluşan, kısmen devlete veya merkezi güce bağımlı büyük gemilerden ibaret uluslararası ticaret hatları ve diğer yanda da daha küçük kapasiteye sahip, bir kısmı ana merkezlerin kontrolünde olsa da büyük çoğunluğu daha az merkezi kontrol altında olan açık deniz (uzun mesafe) gemilerinin faal olduğu Batı’nın (Girit’in batısı) ticaret hatları.


Tunç çağının merkezileştirilmiş bölgeler arası ticareti ve bunun dayandığı saray sistemi aniden çöker. Çöküşün ana nedeni olarak, nereden geldikleri bilinmeyen ve Deniz Halkları olarak adlandırılan kavimlerle bunların neden olduğu yıkım gösterilir. Tunç çağının çökmesi üzerine olan çalışmalar yeterince gelişmemiş olduğundan bu alandaki bilgilerimiz sınırlıdır. Deniz Halkları’nın bu çöküşle ilgisi olduğu açıktır. Kim olduklarını tam olarak bilmediğimiz bu kavimler tüm sarayları ve bunların bulunduğu kentleri yakıp yıkmış ve yağmalamıştır. Mezopotamya’ya da kısmen ulaşan bu kavimleri sadece Mısır durdurabilmiştir. Mikenler ve Hititler gibi siyasi yapılar ortadan kalkarken, Yunanistan, Ege, Girit ve Levant’taki merkezler yok edilmiştir. Çöküşü hızlandıran başka faktörler de düşünebiliriz. Sarayların temsil ettiği sömürgeci yapı küçümsenmeyecek düzeyde toplumsal tepkiler doğurmuş olabilir. Diğer yandan sarayların kontrol ettiği ticaretin yanında, daha serbest ikincil bir ticaretin doğup zamanla güçlendiğini ve saray ekonomilerinin iktidarını zayıflattığını düşünebiliriz. Tüketim zihniyetinin zamanla elitlerin kontrolünden çıkması, toplumun diğer kesimlerine yayılması ve var olan medeniyeti yeniden yapılandırma talebinde bulunması kaçınılmazdı.

Yorumlar