Asya Tarihi - Kırılma Evreleri

Dünya tarihi perspektifi açısından bakıldığında bazı dönemler kırılma evreleri şeklinde tanımlanabilir. Genel hatlarıyla dünya tarihine bakıldığında bazı dönemlerde bölgesel, kıtasal veya hatta küresel büyük dönüşümlere rastlamak mümkün gözükmektedir. Tarihin erken dönemlerinde daha çok bölgesel kırılma evreleri söz konusuyken, zaman ilerledikçe bu kırılmaların etki alanları da büyümüştür. Bu dönüşümlerin neredeyse tamamen dünya ticaretiyle ilgili olduklarını görmemek olanaksızdır. Medeniyetlerin büyümesi ticari ağların genişlemesiyle doğrudan bağlantılı olduğundan, bunlarda ortaya çıkan değişiklikler doğal olarak ağların her yanını etkilemiştir. Bir tarafta yaşanan büyük bir çöküş etkisini diğer tarafta veya taraflarda göstermiştir. Bu yıkımlar veya krizler her yerde aynı düzeyde yaşanmamışsa da, eninde sonunda tüm taraflar az veya çok etkilenmiştir. Bu arada bazı taraflarsa daha kazançlı çıkmış ve sonunda yeni yapılanmalar belirmiştir.

Kırılma evreleri açısından baktığımızda (ki evrelerden bahsetmek daha uygundur, çünkü birkaç yüzyıla yayılan kırılmalar söz konusu olabilir), Yakındoğu medeniyet dokusunun şekillendiği tarihten yaklaşık 1500’lere kadar süren zamanın neredeyse kesintisiz bir büyüme dönemi olduğu söylenebilir. Yakındoğu’da medeniyetin tam olarak ne zaman ortaya çıktığı bu kavramın nasıl tanımlandığına bağlıysa da, başlangıç noktasını kentlerin ve kentsel yaşamın ortaya çıkması olarak belirlediğimizde, en azından MÖ 4500’lerden gelen bir dönemle karşılaşırız. Bu büyüme dönemi Yakındoğu’nun neredeyse her bir köşesini birleştiren ekonomik, siyasi ve kültürel ağlara yol açtıktan sonra MÖ 1500’lerde önemli bir dönüşüm geçirmiştir. Bu dönüşüm Yakındoğu’da medeniyetin sonunu getirmemişse de, bu dokunun en önemli iki unsurunu ortadan kaldırarak önemli bir kırılmadan geçmesine neden olmuştur. Bu ve bu tür kırılmalara verilen ad genellikle “Karanlık Çağ” olmuştur. Karanlık çağ tabiri ilk anda akla tam bir yok oluşu getirse de, çoğu kez bir düşüştür söz konusu olan ama yaşanan düşüşün büyüklüğünden ötürü (daha sonrakilerin bakış açısına göre) bir “kararmadan” bahsetmek alışkanlık olmuştur. Karanlık çağ tabiri bir değişimden çok bir çöküşü akla getirdiğinden ve bir önceki dönemi, her şeyin ona göre belirleneceği veya sorgulanacağı mutlak bir referans noktasına dönüştürdüğünden, sorunlu bir kavramdır.

Yorumlar